Psikolojik işkence yöntemlerinin belki de en acımasız, en rahatsız edici türlerinden Gaslighting kavramını hiç duydunuz mu? Oldukça etkili bir manipülasyon yöntemi olan “Gaslighting” teriminin aslında tam bir Türkçe karşılığı yok. Gaz ışığı veya gaz lambası olarak Türkçe’ye çevrilen bu terimi gündelik hayatımızda da pek kullanmıyoruz. Gaslighting, bir kişi ya da varlığın daha fazla güç kazanmak amacıyla karşısındakinin özgüvenini sarsan, manipüle eden ve bilerek, karşı tarafın gerçeklik algısını yavaş yavaş yitirmesine sebep olan psikolojik manipülasyon yöntemidir.
Oldukça etkili bir manipülasyon yöntemi olan ‘Gaslighting’ teriminin çıkış noktası, Patrick Hamilton’un 1938 yılında sahnelediği ‘Gas Light’ isimli bir tiyatro oyunuyla gerçekleşiyor ve isminin kökeni de buradan geliyor. Daha sonra bu oyunun 1940 ve 1944 yıllarında iki tane sinema uyarlaması yapılıyor. Türkçeye ‘Işıklar Sönerken’ diye çevrilen filmde, 1880 Londra’sında mutlu gibi gözüken Gregory ve Paula isimli bir çift var. Gregory her gece evdeki gaz lambasını bir önceki güne göre giderek daha fazla kısıyor, bu durumdan habersiz olan Paula da ne zaman “Gaz lambası giderek daha mı az ışık veriyor?” dese Gregory’den sert tepkiler alıyor. Bu şekilde Paula’nın kendine olan özgüvenini sarsmaya çalışan Gregory, olaya dahil olan bir dedektif nedeniyle bu planında başarısız oluyor. Ancak filme bakarsak, Paula yavaş yavaş kendinden şüphe etmeye başladığı için artık kendi hafızasına, fikirlerine ve özellikle de algılarına çok da güvenemez duruma geliyor ve böylece içine kapanıyor. Asıl bu noktada gaz lambasının ışığını kısma işlemi başlıyor. Daha doğrusu, manipülasyona adını veren olay başlayana kadar kadın çoktan türlü oyunlarla ‘Gashlighting’ yöntemine uygun duruma getiriliyor.
Psikolojik işkence yöntemi olan Gaslighting’in temelinde yatan üç ana uygulanış biçimi vardır. Bunlardan birincisi, sözlü şekilde bir şeyleri ifade edip, bu bilgileri her seferinde tekrardan ve bu sefer olduğundan farklı şekillerde anlatmak. Böylece karşıdaki kişinin algılarını karıştırmak amaçlanıyor. İkinci yöntem ise fiziksel; sürekli evde bulunan şeylerin yerlerini değiştirmek ve bir süre sonra olması gereken yerlerine tekrar koymak. Bu sayede eşyayı ilk başta ait olduğu yerde göremeyen ama bir süre sonra tam orada bulan kişi, bu durumdan bahsettiğinde sert tepkiler alıyor ve kişinin zamanla yine kendine karşı şüphe duymasına sebep oluyor. Üçüncü yöntem ise bir olayın detaylarından bilinçli olarak bahsetmemek, daha sonrasında ise önceden bahsetmiş gibi konuşmak. Karşıdaki insana hafıza kayıpları yaşadığı vurgusunu yaparak kendi aklına güvenilmeyeceğini empoze etmeye çalışır.
Genellikle narsistler, sosyopatlar, diktatörler ve liderler tarafından uygulanan Gaslighting yönteminin korkunç olan tarafıysa sinsice uygulandığı için kurbanın beyninin ne kadar yıkandığının fark edilmesinin neredeyse imkansıza yakın olmasıdır. Bunun en önemli nedeni ise sevdiğimiz insanlara güvenmemiz ve onlarında güvenini kazanmış hissetmemizden dolayı karşımızdakine şüpheyle bakmamamız ve onların sözlerine inanma eğiliminde olmamızdır. Bu yüzden, birisi söyledikleri hakkında şüpheye düşmenize neden olduğunda veya olduğunu bildiğiniz bir şeyin olmadığına sizi ikna etmeye çalıştığında kafanızın karışması çok doğal. Böylelikle çoğumuz hayatımızın bir döneminde farkında bile olmadan böyle ufak ya da küçük çaplı bir manipülasyona maruz kalmış olabiliriz.
Gaslighting olayının temelinde yatan olay, aslında karşıdaki insanın öz saygısını ve özgüvenini sarsarak zamanla güven ve sevgi gibi duyguları sonuna kadar sömürmesidir. Bunu yapan insanların amacı karşı tarafa kendini psikolojik anlamda bağımlı hale getirmek. Bunu başardığı anda gözlemleri ve düşünceleri sürekli yalanlanan insanın, belli bir zaman sonra kendi zihinsel dünyasına karşı güvensizlik hissetmeye başlıyor.
Karşıdaki insan her yapacağı hareketin, her kuracağı cümlenin ve her düşüncesinin yanlış olacağını düşünmeye başlıyor ve karar alma yetisini kaybediyor. Zamanla kendine olan şüphesi iyice artarak öz saygısını yitirmeye başlıyor ve bütün kontrolü karşı tarafa bırakıp iyiden iyiye kendi köşesine çekiliyor. O insan sağlıklı ve analitik değerlendirmelerinden uzaklaşıyor. Dolayısıyla kontrolünün tamamını kendisini o an manipüle eden kişiye kaptırıyor. İyice sinip kontrolü kaybeden kişi geri dönülmesi imkansızlaşan bir yola giriyor. Çevresinde güvenebileceği tek insan olarak karşısındakini gördüğü için de işi terse çevirmek olanaksız bir hale geliyor.
Gaslighting’e maruz kalmaya başladığınız izlenimi edindiğiniz an bu kişi ile iletişiminizi kesmelisiniz. Çünkü bilin ki hiç kimseye kendinizi ispatlamak veya haklı olduğunuzu itiraf ettirmek zorunda değilsiniz. Manipüle ediliyorsanız sezgilerinize güvenerek tuhaf bir şeyin olduğunu veya bir şeylerin doğru gitmediğini düşündüğünüzde, karşınızdaki insanın her söylediğine inanmamanız gerekir. Böyle durumlarda içgüdülerimizden yola çıkarak sezgilerimize kulak vermeliyiz.
Ayrıca kandırıldığınız için kendinizi hiçbir zaman suçlamamaya çalışın. Manipüle edildiğini anlayan insanlar genellikle kendilerini suçlama eğilimi gösterirler. Kendinizde bunu daha önce nasıl göremediğinizi, nasıl fark edemediğinizi veya nasıl bu kadar saf olabildiğinizi sorabilirsiniz. Ancak bu durumun zekanız ve entelektüel kimliğinizle hiçbir ilgisi yoktur. En önemlisi ise değerli olduğunuzu aklınızdan asla çıkartmamanızdır. Gaslightinig, özgüveninıze zarar verebilir, kendi düşüncelerinize duyduğunuz güveni tamamen yıkabilir, kaygıya hatta depresyona neden olabilir.
Gaslighting yöntemine başvuran kişiler ise tam anlamıyla birer manipülasyon uzmanıdır. Kendilerini savunma anlamında klasikleşmiş cümleleri vardır. “Ben öyle bir şey asla söylemedim.” “Olayları çok abartıyorsun, fazla dramatiksin.” “Bu hale beni getiren sensin.” “Hep beni suçluyorsun, sanki sen suçsuzsun.” “Sana bağırmadım, sana kırıcı bir şey söylemedim.” “Hayır yanlış hatırlıyorsun” bu cümlelerden sadece bazılarıdır.
Gaslighting yöntemi için son olarak söylenebilecek şey ise kendinizi kötü hissettiren kişilerden uzaklaşmanızdır. Bu uzaklaşma sayesinde durumu yeni bir sayfa açarak değerlendirebilir ve bu tarz manipülasyon risklerinden uzak durabilirsiniz. Sizi şüpheye düşürmeye çalışanlarla hemfikir olmak hislerinizin ve algılarınızın kaybolmasını sağlayarak o kişiye güç kazandırır.
İlk yorum yapan siz olun