Uzun yıllar lojistik sektöründe çalışmış, ”Karar Zamanı – Hayatının Mimarı Bir Girişimcinin Hikâyesi” kitabının yazarı Ali Şahin ile koronavirüs günlerinde lojistik sektörünün durumu ve bu dönemde girişimcilerin motivasyonlarını kaybetmemeleri için neler yapabilecekleri üzerine konuştuk.
Bu zor günlerde en duygusal ve en yorucu deneyimleri lojistik sektöründe çalışanlar yaşadı. Koronavirüs günlerinde lojistik sektörünün kilit rolünü nasıl yorumlarsınız?
Ali Şahin: Dünyada taşımacılık sektörü doğal afetlerde, savaşta ve barışta hep var olan olmazsa olmaz kuruluşlardan en önemlisidir . Ülkelerin zor durumda oldukları zamanlarda savaşacak askerlerle birlikte kara, hava, deniz ve tren taşıma modları da seferberliğe dahil olacak şekilde hazırlanan ”Seferberlik Emri” çerçevesinde eyleme dahil olan bir sektördür. Somut örnekler verecek olursak, 1999 Adapazarı, Gemlik, İstanbul depremlerinde Valilik eşliğinde Uluslararası Nakliyeciler Derneği ile birlikte kriz masası kurulmuş. Çok sayıdaki ölüm vakası Frigo araçlarıyla toplanmış, araçlar günlerce çalışır vaziyette bırakılarak cenaze sahiplerine teslim edilmiştir. Tüm dünyadan gelen yardımların bedelsiz taşımasını gerçekleştirmiş , dışarıda kalan insanlarımızın beslenme ihtiyaçlarını sağlamıştık.
Koronavirüs günlerinde, hiçbir kara, deniz ve hava nakil araçlarının yolları kapanmamış ve açık tutulmuştur. Tüm dünyanın ihtiyacı olan tıbbi malzeme, yiyecek-içecek v.s sevkiyatı serbest bir şekilde gidip gelmeye devam etmiştir. Kendimden örnek verecek olursam; Çağatay Lojistik, Albania ve Çağberk Lojistik A.Ş İstanbul firmalarındaki 100’ün üzerindeki çalışanımızı işten çıkarmadık. Ofislerimizi açık tuttuk. Tedbir açısından iki gruba ayrıldık. A grubu ilk hafta, B grubu ikinci hafta gelecek şekilde riski %50’ye indirdik. Ayda 13 iş günü çalışma şartlarını uyguladık ve bu şekilde Haziran ayı sonuna kadar devam edeceğiz.
Sürücüler hariç uluslararası alanda insan giriş ve çıkışları yasaklandığı için istesek de bir yere kımıldama şansımız olmadı. Yurt dışındaki yatırım firmamızı ve orda görev yapan ekibimiz de bu şartlara uymak zorunda kaldı. Bu sebepten dolayı, üç aydır Arnavutluk’a gidememekteyiz. Arıza yapan araçlarımızdan tutun da vizesi biten, aracın muayenesi biten araçlara ve sürücülerine mümkün mertebe pratik çözümler ürettik. Nisan ayının ikinci yarısında sürücülerin seferlerini tamamladıktan sonra 14 gün evde karantinada kalma zorunlululuğu vardı.
Kararname çıktığında yolda olan sürücüler geri dönemez. Dönse bile müsaade etmezler. Bu şartlarda Bulgaristan sınırları içerisinde yüzlerce sürücü mağdur oldu, aç kaldı, tuvalet sorunlarını ancak arazide giderebildiler. Ülkemizden Kızılay’ın gönderdiği yardımlar ile ihtiyaçları karşılandı. Yine onlarca aracın birbirine girdiği ölümlü kazalarda günlerce müdahale edilemediği oldu. Tüm bu ciddi vakaların üstesinden soğukkanlılıkla geldik. Ülkemizdeki üst düzey yetkililerle, odalar ve ilgili bakanlıklarla koordineli bir şekilde çalışmalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz.
Anadoluda bir söz vardır; ”İki ölüm vardır birinde ölür gidersin ama bir ölüm vardır ki ölümlerden ölüm beğen.” Her sektörün işi kendine göre önemli ve kutsaldır. Bisiklet süren bir insan bilir ki yavaşladığında sendeler desteksiz durduğunda düşer. Bugün destek alamayan yüzlerce meslek grubu tabiri caizse suni solunuma girmiştir ve iflasın eşiğindedir. Ancak zayıf seyreden bir sermaye ile devletimiz de bu duruma hazırlıksız yakalanmış, kısıtlı borç vermiş ya da borç ertelemesi ile sorunları ötelemiştir. Devleti yönetenler için de durum özel sektörde olduğu kadar vahimdir. En önemlisi hiç kimse önünü görememekte, öngörüde bulunamamakta ve şeffaflık ilkesini askıya almaktadır.
O zaman ne yapmalı neye karar vermeli? Şubat ayının başında, Arnavutluk Tiran’da firmamızın ve işimizin başındaydık. Tüm çalışanlarımız bu durum karşısında ne yapmamız gerektiği konusunda acil çözümler üretmemizi bekliyorlardı. İşletme, Pazarlama, Muhasebe müdürlerimi ve sorumlu garaj amirimi zaman geçirmeden toplantıya davet ettim. 48 saat içerisinde bünyelerinde bulunan iş görenlerimizle birebir görüşmeler yapmalarını ve bir rapor şeklinde görüşlerini bana raporlamaları talimatı verdim. Birinci sırada kendilerinin ve ailelerinin açlık korkusu, ikinci sırada hastalığın öldürücü olması dolayısıyla hastalanmama korkusu, üçüncü olarak ise işten çıkarılma korkusu vardı. Elbette herkes gibi aynı korkuları yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz.
Yola yeni çıkmış fakat kısa bir süre sonra koronavirüs gibi bir gündemle karşılaşmış girişimcilere motivasyonlarını kaybetmemeleri adına neler önerirsiniz?
1990 yılında, beş parasız çalıştığım şirketten kendi isteğimle istifamı verdim ve yedi kralık araç ile işe başladım. 3 ay sonra ABD’nin kışkırtması ile Saddam Hüseyin Kuveyt’i işgal ettiginde Rahmetli Turgut Özal ”Bir koyup, beş alacağız diyerek savaşa dahil oldu. Doğu ve Güneydoğu kapılarımız tamamen kapandı. O bölgelerin Hatay, Mersin başta olmak üzere nakliyecileri Batı hattına yöneldiler, gelirler yarı yarıya düştü ve zararına taşıma yaptılar. Çok büyük bir motivasyonla şirketi kurduğum halde, o yıl bana şirket müdürlüğü teklif eden bir firma ile hem kendi araçlarımı çalıştırmak, hem de kendi firmasının müdürlüğünü yapmak koşulu ile işbirliği yaptım. Hem maaşımı aldım hem de rahatça rekabet edebildim.
Bu dönemki tavsiyelerim şu şekilde; tedbiri elden bırakmamak şartı ile geri adım atmadan işlerinizi yürütün, her krizden kendinize bir fırsat çıkarma kabiliyeti geliştirin. Pandemi döneminde her hafta müşterilerimize hal hatır mesajı gönderdim, tüm ekibimle yanlarında olduğumu hissettirdim ve fiilen çalıştığımızı beyan ettim. İlk firsatta benimle çalışmaya devam ettiler, şimdiye kadar maaşları cebimden ödemedim ve kâr ettim.
Bu kitap bir özyaşam öyküsü olmanın ötesinde, her anı karar aşaması olan, bir girişim ve başarı hikâyesidir. Yazar Ali Şahin; Eğer bir fikri zorlarsanız, hiçbir zaman işe yaramaz. Doğanın kurallarından biri de baskının ters etki yaratmasıdır. Eğer süreci zorlarsanız, geriye gider.Fikrinizin gelişmesine, büyümesine, kök salmasına ve kaynaklarını bulmasına izin vermelisiniz.
Bu kitapta her satır yeni sayfaları aralarken bir dönüm noktası karşınıza çıkacak; zorun, çelişkilerin, imkânsızlıkların aslında nasıl da çözümle buluştuğuna, kendi tarihini yazdığına tanıklık edeceksiniz. Başarı ve girişimin yolculuğuna hazırsanız, bu kitap size rehberlik edecektir.
Kitabı satın almak için: https://www.humanistkitap.com/urun/karar-zamani-hayatinn-mimari-bir-girisimcinin-hikayesi-1
İlk yorum yapan siz olun